24 Şubat 2010 Çarşamba

Danıştay'ın Ygs ve Lys hakkındaki Kararı Hukuka Aykırı

[Resim: 81887.jpg]



Danıştay'ın kararını değerlendiren Çubukçu, yapılan uygulamanın hukuka aykırı bir işlem olduğunu ifade etti.



Danıştay'ın 'eğitime yargı vesayeti' yönündeki kararını değerlendiren Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, "yargının yürütmenin yerine geçerek denetim yapması veya yürütmenin yetki alanına giren bir konuda düzenleyici işlem tesis etmesinde hukuka aykırılık gördüğünü" söyledi.



Katsayıyı getiren YÖK'ün, bu kararı kaldırma yetkisi olduğuna dikkat çeken Çubukçu, "1999'daki YÖK nasıl bu kararı alabildi ise YÖK aradan geçen 11 yıllık süreçte, aynı değişmeyen yasa maddesini kaynak göstererek böyle bir karar almıştır. 'O tarihte bu yetki kullanılabilir ama bugün kullanılamaz' demek hukuk açısından sorunlu bir yaklaşım." dedi.



Çubukçu, AK Parti grup toplantısı için Meclis'e gelişinde, Danıştay 8. Dairesi'nin, YÖK'ün üniversiteye girişte farklı katsayı uygulanmasına ilişkin kararının yürütmesini durdurmasını değerlendirdi. YÖK'ün, kaynağını Anayasa'dan alan bir kurum olduğunu ve kaynağını kuruluş yasasından alan bir yetkiyi kullandığını belirten Bakan, hukuk devleti ilkesinin temel prensibine göre, kaynağını Anayasa'dan almayan hiçbir gücün yetki kullanamayacağını vurguladı. Çubukçu, kararı bir hukukçu olarak şöyle değerlendirdi: "İdari organlar da, yargı da yasama da kaynağını Anayasa'dan alan bir yetkiyi kullanacak. Anayasa'nın temel prensiplerinden birisi de kuvvetler ayrılığı prensibidir. Bu prensibe göre, yürütmenin yargıya talimat vermesi mümkün olmadığı gibi; yargının da yürütmenin yerine geçerek, denetim yapması veya yürütmenin yetki alanına giren bir konuda düzenleyici işlem tesis etmesinde hukuka aykırılık görüyorum."



Üniversiteye giriş sisteminin ortaöğretimi yakından ilgilendirdiğini anlatan Nimet Çubukçu, "Mesleki eğitimin geriye gidişindeki temel aktörlerinden birisinin yükseköğrenime geçişte ortaöğretime uygulanan katsayı sistemi olduğu, dolayısıyla bunun da meslek liselerinin gelişmesinin önünde engel olduğu, bütün eğitimciler tarafından mutabık kalınan bir konu." diye konuştu.



Polis 'çocuklarım ağlıyor' diye dert yandı



Danıştay'ın katsayı kararının yürütmesini 2 kez durdurmasının, sınava girecek öğrenciler üzerinde olumsuz etki yaptığına dikkat çeken Çubukçu, Meclis'e gelirken yaşadığı üzücü bir olayı şöyle anlattı: "Meclis'teki polis memuru önümü kesti ve '2 çocuğum var, ikisi de meslek okulunda okuyor ve akşam eve gittiğimde ikisi de ağlıyordu.' dedi. Bana ilk karardan beri her gün ortalama bine yakın şahsi e-mail geliyor, bunlar çocuklardan ve gençlerden geliyor." "Meslek lisesinde okuyan bir çocuk, sınavda 100 soru yaptığı halde, makine mühendisi olamıyorsa burada sorunlu bir yaklaşım vardır." diyen Çubukçu, bu duruma çok büyük tepki olduğunu kaydetti. Milli Eğitim Bakanı, sınava girecek 1,5 milyon gencin önüne engel çıkaracak ve gelecekteki hayallerini ortadan kaldıracak düzenlemelerin olumsuz yansımalarının olacağının altını çizdi.



Bakan Çubukçu, 'Yasal bir düzenleme gündeme gelebilir mi?' sorusuna, "Şu an yürürlükteki mevzuatın bu yetkinin kullanılması konusunda yeterli olduğunu düşünüyorum." cevabını verdi. Başka bir soru üzerine 1982 Anayasası çerçevesinde oluşturulan bu kurumların yıllardır bu yetkilerini kullandıklarını vurguladı. Anayasa'nın çok sorunlu ve değişmesi gereken maddeleri olduğunu da aktaran Çubukçu, "Ama şu meseleye gelince, ne Anayasa ne de mevcut kanunda bir sorun, bu kararı almakta bir sorun görmüyorum." görüşünü yineledi.



DANIŞTAY'IN TARTIŞMALI KARARINA KİM NE DEDİ?

Prof. Dr. Yekta Saraç (YÖK Başkan Vekili): Hiçbirimiz önümüzü göremiyoruz

Danıştay kararından sonra hiçbirimiz önümüzü göremiyoruz. Sınav takviminin aksayıp aksamayacağı konusunda önümüzdeki günlerde açıklama yapacağız. 18 Şubat'ta toplanacak YÖK Genel Kurulu'nun erkene alınması söz konusu değil. İstişare ediyoruz. Sınav takviminin aksayıp aksamayacağı, ne olacağı hakkında yarın belki bir bilgilendirme toplantısı yapılabilir. Ama bu konuda teferruatlı bir bilgi veremiyoruz.



Prof. Dr. Hüseyin Hatemi (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi): Eşitlik ilkesi Danıştay'ı da bağlar

28 Şubat 1997 uygulamalarına gelinceye kadar böyle bir sorun yoktu. Türkiye şartlarına göre eşitlik ilkesi YÖK'ün aldığı şekilde bir karar alınmasını gerektirir. Eşitlik ilkesi Anayasa'nın mutlak ilkelerindendir. Yalnız idari makamları değil elbette Danıştay'ı, idari makamları ve Anayasa Mahkemesi'ni de bağlar. Anayasa Mahkemesi olsun yüksek yargı organları olsun bunlar da Anayasa'ya bağlıdırlar, keyfi karar veremezler. Mesela YÖK'e verilmiş bir takdir yetkisi varsa bunu, yargı kanunlara aykırı bir şekilde kullanamaz. Kendisini idari makam yerine koyamaz. Ancak takdir yetkisinin kullanılması Anayasa'ya aykırı olduğu takdirde o zaman müdahale eder. Üniversiteye girişte imkan ve fırsat eşitliği sağlayacak önlemlerin alınması YÖK'ün görevi olarak gösteriliyor. 28 Şubat'a kadar da YÖK görevini bana kalırsa Anayasa'ya ve bu kanuna uygun şekilde yerine getirdi. Ama 28 Şubat'tan sonra bu uygulama değişti.



İsmail Koncuk (Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı): Öğrencilerin motivasyonu bozuldu

Danıştay'ın YÖK'ün katsayı kararına ikinci durdurması, eğitim-öğretimde sıkıntılı günler yaşanmasına yol açacak. Öğrencilerin moral ve motivasyonları bozuldu. Yılan hikâyesine dönen katsayı konusu gerek öğrenciler, gerekse eğitimciler arasında huzursuzluk yaratmaktadır. Katsayı kararına ikinci durdurma, mesleki ve teknik eğitim öğrencilerini üzmüştür. Bu durum öğrencilerin üniversite sınavına hangi koşullarda yarıştıklarını bilmeden girmesine, sınav tarihinin değişmesine, bu nedenle de üniversitelerin daha geç bir tarihte açılmasına neden olabilir. Sınav takvimini ve üniversitelerin açılma tarihini etkileyebilecek olan YÖK'ün katsayı düzenleme kararının durdurulması, pedagoji bilimi açısından yanlıştır. YÖK'ün katsayı farkını kaldırmasıyla birlikte ülkemizde mesleki ve teknik eğitim canlanmış, başarılı öğrenciler de mesleki ve teknik eğitime yönelmiştir. Ancak öğrencilere üniversite sınavında katsayı farkı getirilmesi, mesleki ve teknik eğitim açısından başa dönülmesine neden olacaktır.



İbrahim Erdoğan (Gönüllü Eğitimcileri Derneği Genel Başkanı): Karar, ülkenin önünü kapatacak

Danıştay'ın kararı Türk eğitim sistemini ve mesleki eğitimi baltalayacak. Ülkenin önünü de kapatacak. Burada çocuklara yapılan bir kasıt var. Karar bir sivil toplum kuruluşu olarak bizleri, binlerce çocuğu ve ailelerini üzdü, yaklaşan sınav öncesi moralleri bozdu. 21. yüzyılda, insanların eğitimini engellemek Türkiye'ye yakışmayan bir durum. Ancak YÖK bu durumu düzeltecektir. Öğrenciler, morallerini ve disiplinlerini bozmadan çalışmaya devam etmeli.



Azize Gökmen (Bahçeşehir Üniversitesi Mesleki Teknik Eğitimi Geliştirme Merkezi Başkanı): Baro eğitimcilere danışmalı

Gözleri aydın olsun. Bir kez daha durdurulmasını beklemiyordum. Konu katsayı meselesi olmaktan çıktı, ideolojik boyutlar kazandı. Bize düşen mesleki eğitimin önünü açmak. Zira gençlerimizin gözlerine bakarken, onlara hitap ederken başımızın dik olmasının başka yolu yoktur. İstanbul Barosu davalarla uğraşmak yerine bu önemli konuda eğitim bilimcilerin ve iş dünyasının görüşlerine başvurmalı. En büyük avantajımız olarak gördüğümüz genç nüfusumuzun motivasyonunu düşürmek yerine akılcı çözümlere başvurmak gerek.



Hüseyin Korkut (İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği Başkanı): Yargı, milletle inatlaşıyor

İstanbul Barosu'nun durumdan vazife çıkartarak Danıştay'da yeniden dava açmasını hukuk ve adalet açısından son derece sakıncalı buluyoruz. Türkiye'nin önünü açması ve gerginliklerin azaltılması yönünde misyon üstlenmesi gereken kurumlar maalesef, gerginliğe sebep olacak kararlara imza atıyorlar. Danıştay'ın katsayı konusunda verdiği ilk kararı da bu son kararı da hukuksuz buluyoruz. Sınav süreci bu kadar daralmışken ve başvurular neredeyse bitmişken, yüz binlerce genci ilgilendiren bu kararın alınması sistemi tıkayacak bir hale getirmiştir. Danıştay, milletle inatlaşarak nereye varmak istiyor? Yürütmenin yerine mi geçmek istiyor? Hukuk kurumunun bununla uğraşması, haksızlığın savunucusu olması, sınav takvimi bu kadar daralmışken Danıştay'ın bu kararı üzücü.



KAYNAK : http://www.matematikcafe.net/danistayin-karari-hukuka-aykiri-t-15390.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder